içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Osmanlıdan bu yana verilen sahte "Seyit" belgelerine dikkat!

"Şanlıurfa'da bazı din görevlileri 3 bin 5 bin dolara Peygamber soyundan geldiğine ilişkin sahte ‘Seyit'lik belgesi şeceresi düzenliyor.

Osmanlıdan bu yana verilen sahte
Haberi Sesli Dinle

Sözcü gazetesi yazarı Saygı Öztürk, bugünkü köşesinde bazı din görevlilerinin 3 bin 5 bin dolara ‘Peygamberin soyundan geldiği’ iddiasıyla ‘Seyit'lik (Muhammed peygamberin soyundan olan) belgesi düzenlediğini yazdı.

Seyyidler ve Şerifler Kültür Araştırma Derneği Başkanı Hüseyin Zerraki, “Sahte, 10 binden fazla seyit var. Gerçek seyidlerin kaydı İstanbul Müftülüğü arşivindedir” diyor ve sahte şeyhlere, seyidlere “Dikkat” diyor.”

Müessese Ne Zaman Kuruldu?

Osmanlı Devleti’nde zamanla seyyid ve şeriflerin sayısındaki artış, bazı problemleri de beraberinde getirmiştir. Çünkü evlad-ı Resul’a karşı tanınan imtiyazlar oldukça önemlidir. Bunların başında vergilerden muafiyet gelmektedir. Yalnızca vergi bağlamında değil, padişahların da yaptıkları izzet ve ikramlar bunun devamıydı. Ayrıca az sonra göreceğimiz üzere, devlet büyüdükçe bu müessese de gelişme göstermiş, ihtiyaç halinde olan seyyid ve şerifler devlet hazinesinden de yardım görmeye başlamışlardır.

Padişahların seyyid ve şeriflere olan ikramından söz ettik. Bu ibare ilk dönem Osmanlı kroniklerinde yer almaktadır. Bunların başında Neşri gelmektedir. Cihan-nüma adlı eserinde bu mevzuya şöyle temas eder.

Osmanlı bu yana şecereler ve imtiyazlar

Selçuklu Devleti’nin güç kaybetmeye başlamasıyla beraber, henüz bir beylik durumundan çıkmaya başlayıp, büyüyen Osmanlılar, zamanla ilim adamlarının da cazibe merkezi haline gelmeye başlamıştı. Nitekim Osman Gazi’den itibaren başlayan beylikten ayrılış, artık kendisini bir devlet düzenine doğru götürüyordu. Bu itibarla alimler, şeyhler ve  “sâdat-ı kiram” olarak tabir edebileceğimiz Hazreti Peygamber torunları, daha ilk hükümdarlardan itibaren görülmeye başlar.

, Selçuklu sultanı III. Keykubat tarafından Osman Gazi’ye gönderilen menşurun ortalarında seyyidlerle alakalı bazı ibarelere yer verir.

Osman Bey’e tablhane ve sancakla gelen bir ikinci Türkçe menşurda da buna benzer tavsiyeler vardır: Feridun Bey’in münşeatında yer verdiği bu kısmı şu şekilde iktibas edebiliriz. Bu alıntıda özet olarak seyyidlerin tabiri yerindeyse, peygamberlik ağacının birer meyveleri oldukları ve onlara gereken hürmetin gösterilmesi gerektiği vurgulanmaktadır.

Tarih: 12-10-2020

FACEBOOK YORUM
Yorum