içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Hüseyin Galip Küçüközyiğit’in Kızı Nursena Küçüközyiğit ÖFG TV’e Konuk Oldu!(VİDEO)

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Ömer Faruk Gergerlioğlu ÖFG TV'nin 102. Bölümünde Kaçırılan Hüseyin Galip Küçüközyiğit'in Kızı Nursena Küçüközyiğit'i Konuk Etti.

Hüseyin Galip Küçüközyiğit’in Kızı Nursena Küçüközyiğit ÖFG TV’e Konuk Oldu!(VİDEO)
Haberi Sesli Dinle

Kaçırılan Hüseyin Galip Küçüközyiğit'in kızı kaç gündür çırpınıyor, karakollar, savcılıklar, Kocaeli, Ankara koşturuyor, sosyal medyada feryat ediyor, videolar çekiyor, kendisini anlatmaya çalışıyor ama kimse onun sesini duymak istemiyor.

Bu hafta bir konuğumuz olacak 15 günü buldu kaçırılan bir insan var Türkiye'de! Öncesinde olduğu gibi birçok kişi kaçırıldı biliyorsunuz, kaçırılan bir insan ve bu konuda yetkililerin sessizliği, durgunluğu, hareketsizliği, ilgisizliği çok dikkat çekiyor! Kaçırılma, kayıp olaylarını yakından takip eden insan hakları savunucusu, siyasetçi olarak bu konuyu yakından takip ediyorum. Kaçırılan kişi Ankara'da bir eski bürokrat KHK'lı bir eski memur Hüseyin Galip Küçüközyiğit bu kişi 29 Aralık günü çocuklarına: "Ben geliyorum dedikten sonra kendisinden bir müddet sonra haber alınamadı. İlginç bir olaydı ve kızı kaç gündür çırpınıyor, karakollar, savcılıklar, Kocaeli, Ankara koşturuyoruz, sosyal medyada feryat ediyor, videolar çekiyor, kendisini anlatmaya çalışıyor ama kimse onun sesini duymak istemiyor. Biz Nursena Küçüközyiğit'in başvurusunu aldık ve bu konu hakkında bir soru önergesi verdik Adalet Bakanlığı'na, İçişleri Bakanlığı'na soru önergesi verdik ve konuyu takibe aldık. Maalesef işlemeyen süreçleri biz öncesinden iyi hatırlıyoruz, buna öncesinden aşinayız. Öncesinde de yürümeyen süreçler, ilgisiz yetkilileri görüyorduk. Ben sözü uzatmadan mağdur yakını Nursena Küçüközyiği'e ileteceğim.

Ömer Faruk Gergerlioğlu : Nursena hanım hoşgeldiniz.

Nursena Küçüközyiğit: Hoşgeldiniz Ömer bey.

 

Ömer Faruk Gergerlioğlu : Nursena Küçüközyiğit bugün konuğumuz. Hüseyin Galip Küçüközyiğit'in tıp fakültesinde okuyan kızı. Adeta tek başına babasını arıyor! "Babam nerede?" diyor ve babasını arıyor. Önemli bir mücadele sergiliyor, biz de bu mücadelesinde ona yardımcı olmak için onu programımıza konuk ettik. Nursena hanım öncelikle babanızı tanıtır mısınız? Hüseyin Galip Küçüközyiğit kimdir?

Babamla en son 29 Aralık'ta telefon ile konuştuk bana ertesi gün sabah yanımıza geleceğini söylemişti 30 Aralık sabahı, bir daha haber alamadık. 15 gün oldu bugün, aracına da ulaşılamadı.

Nursena Küçüközyiğit: Öncelikle teşekkür ederim size babamı aramada destek olduğunuz için. Babam öncelikle çok iyi bir insandı, ilk günden beri özellikle çok fazla arkadaşı sürekli soruyorlar. Ankara Hukuk Fakültesi'nden mezun, sürekli kitap okuyan birisiydi. Masterını yapmıştı Almanya'da bununla ilgili çalışmaları vardı, şu anda doktorasını yazıyordu en son. Leonarda Da Vinci programında koordinatörlük yapmıştı yaklaşık 7 yıl sürmüştü 2007-2014 arasında, 2003-2007 arasında uzmanlık yapıyormuş sonrasında 2011 yılında Yurtdışı Türkler Akraba Toplulukları Başkanlığı'nda müşavirlik yaptı. O süreçten sonra da Başbakanlık raportörlüğüne geçti, orada 5 sene çalıştı. Sonra 1 yıl Başbakanlık raportörlüğü yaptıktan sonra görevden alındı KHK ile. Ardından hakkında bir dava süreci oldu. 6 ay cezaevinde kaldı. Sonrasında 6 yıl 3 ay ceza verildikten sonra şu anda dışarıdaydı, İstinaf aşamasındaydı mahkemesi. Ankara'daydı, BAM başvurusu yapmıştı, kabul edilmişti. Avukatlık yapması engellendi, o süreçte yine istinaf aşamasındaydı onu beklerken bir yerde çevirilik yaparak Ankara'da yaşıyordu. Biz de kardeşim ile Kocaeli'nde yaşıyoruz. Her gün birkaç defa telefonla konuşuyoruz, 2 haftada bir bizi görmeye gelir. En son 29 Aralık'ta telefon ile konuştuk bana ertesi gün sabah yanımıza geleceğini söylemişti 30 Aralık sabahı, bir daha haber alamadık. 15 gün oldu bugün, aracına da ulaşılamadı.

Ömer Faruk Gergerlioğlu : Peki Hüseyin Galip Küçüközyiğit'i tanıdık. 29 Aralık günü ne oldu? O gün biraz ayrıntılı anlatabilir misiniz?

29 Aralık günü gayet normal her günkü gibi babamla telefon görüşlerimi yaptım. Benim sınav dönemimdi bununla ilgili konuştuk. Sınavlarımı sordu, ertesi gün yanımıza geleceğini söyledi

Nursena Küçüközyiğit: 29 Aralık günü gayet normal her günkü gibi babamla telefon görüşlerimi yaptım. Benim sınav dönemimdi bununla ilgili konuştuk. Sınavlarımı sordu, ertesi gün yanımıza geleceğini söyledi 30 Aralık sabahı yola çıkacağım, Kocaeli'nde olurum, yılbaşını beraber geçiririz dedi. Sokağa çıkma yasağı da olacağı için tamam dedim, telefonu kapattık 4 gibi sonra bir daha kimse ulaşamadı babama. Akşam aradım ulaşamadım, endişelenmemek istedim çünkü telefonun şarjı bitmiş olabilir, bozulmuş olabilir dedim. 30 Aralık akşamına kadar gelmesini bekledim evde, telefonu bir daha ulaşılabilir hale gelmedi. 29 Aralık akşamı aradık ofisinde mi diye yok dediler hiçbiri. En son arkadaşlarına Gölbaşı'na gittiğini söylemiş, arkadaşlarından birini görmeye gidiyormuş, sonrasında oraya gitmemiş.

Ömer Faruk Gergerlioğlu : Öncesinde babanız size "Ben şuraya geleceğim." Dediği zamanlar, böyle bir sözünde durmaması veyahut programını değiştirdiği halde haber vermemesi gibi bir durum olur muydu?

Nursena Küçüközyiğit: Asla tam tersi, babam telefonunun dışarı çıktığında şarjı bitecek olsa mesaj atardı, ya da arardı: "Kızım şarjım az, dışarıdayım, arayamayabilirim." Diye, bize haber vermemesi çok endişeleneceğimizi bilir zaten.

Ömer Faruk Gergerlioğlu : Siz bunun üzerine ilk günden, kendi dediğinin dışında işi olmasından dolayı çok tedirgin oldunuz. Belli ki garip bir olay var yoksa "Babam bana haber verir." Diye düşündünüz ve böyle hareket ettiniz. Peki sonrasında neler yaptınız Nursena hanım? 30 Aralık ve sonrasında yaptıklarınızı dinleyelim.

Sokağa çıkma yasağından bir gün öncesinde, başvurumu yaptım, babamın kayıp olduğunu söyledim, adresini verdim, telefon numarasını, araç takip için plakasını tüm bu bilgileri verdim karakola, eve döndüm haber beklemeye başladım.

Nursena Küçüközyiğit: 30 Aralık günü bekledim, önce geleceğini söylemişti, birkaç saat gecikebilir dedim şehirlerarası yol. Gelmedi akşama kadar 31 Aralık sabahı karakola gittim, Kocaeli'nde bir karakola gittim. Sokağa çıkma yasağından bir gün öncesinde, başvurumu yaptım, babamın kayıp olduğunu söyledim, adresini verdim, telefon numarasını, araç takip için plakasını tüm bu bilgileri verdim karakola, eve döndüm haber beklemeye başladım. Ulaşmaya çalıştım, haber o gün gelmedi, 1 Ocak'ta CİMER'e başvurdum. Telefon numarasını aramaya çalıştım, bazı kurumlara ulaşmaya çalıştım, size ulaşmaya çalıştım.

Bir tane memur: "Yapabileceğimiz bir şey yok, bekleyeceksiniz, 6 hafta da olur 6 ayda olur herkes senin babanı arayamaz." dedi. Sonrasında benim öğleden sonra sınavlarım vardı, eve döndüm sınavlara girdim.

Sonrasında haber alamadım. O gün de haber alamayınca 2 Ocak'ta Twitter hesabımı açtım, sizinle o gün konuşmuştuk telefonla. Olayı duyurmaya çalıştım. Ardından 4 Ocak'ta sabah sokağa çıkma yasağı bitti, benim o gün 3 tane finalim vardı. Sabah 8'de savcılığa çıktım, açılış saatinde oradaydım. Konuyu sordum, daha dosya gelmemiş, karakola gidin dediler, karakola gittim dosya neden gönderilmedi dedim. Oradaki görevliler: "Babamın ifadesi eklenir, öyle gönderilir." dediler bana. "İşte ben sana zaten babamın bulunmamasını savcıya neden gönderilmiyor bu dosya?" dedim. O kadar önemsemedikleri belliydi, önemsemiyorlardı. Bir tanesi biraz daha üzüldü: "Tamam, biz bunu 1 hafta içerisinde göndeririz, işlemleri hallederiz." Dedi ama 1 gün bile kaybolması, haber alamamam beni çok fazla yoran bir şeydi. Karakoldan sonra kayıp büroya gittim, belki biraz daha detaylı bilgi alabilirim diye. Oradaki farkettim ki babamın telefon numarası yanlış işlenmiş, 10 yıl önce kullandığı bir telefon numarası girilmiş, ben aslında şu anda kullandığı numarasını söylemiştim, birkaç defa söylemiştim hatta onu düzelttirdim. Kayıp büroda bana: "Burada bizim işimizi zorlaştırdın." Dediler, "Ankara'dan başvuru yapsaydın." Dediler, Ankara'ya gitme imkanım yoktu sokağa çıkma yasağından dolayı. Tekrar savcılığa gittim. Bu işlemlerden karakol hala göndermiyor, hızlandırmam lazım diye. Bir tane memur: "Yapabileceğimiz bir şey yok, bekleyeceksiniz, 6 hafta da olur 6 ayda olur herkes senin babanı arayamaz." Dedi. Sonrasında benim öğleden sonra sınavlarım, eve döndüm sınavlara girdim. Ertesi gün de yine sınavlarım vardı, o gün akşam Ankara'ya gittim sınavlarımdan çıktıktan sonra. Ankara'da babamın ofisine gittim, orada apartman kamera kayıtlarına ulaştım. Giriş-çıkış kamera kayıtlarından babam 4.30 gibi apartmana giriyor ama giriş kaydında peşinde 3 kişi babamı takip ediyor gibi görünüyor, köşeyi dönüyorlar babam apartmana giriyor ve duruyorlar orada. Devamını izleyemedim.

Ömer Faruk Gergerlioğlu : Takip olayı, kim izlese takip olayı olduğunu anlar diyorsunuz.

Dükkân, dükkân sordum, buna nasıl ulaşabilirim diye, bazıları yardımcı olmaya çalıştı ama sistemi tam olarak bilmediğim için kayıtlara ulaşamadım. Normalde polisler başka olaylarda kayıtları izliyorlarmış

Nursena Küçüközyiğit: Evet sorunlu bir görüntü bu çünkü küçük bir alan içerisinde ama biraz belli 3 kişi aynı anda duruyorlar. Yan yana kamera açısında babam var, 3 kişi peşinde yürüyorlar ve babam döndüğü anda 3 kişi durup birbirlerine bakıyorlar. Devamının izlenmesi için savcı atanmadığı için diğer kamera görüntülerine ulaşamadım. Dükkan, dükkan sordum, buna nasıl ulaşabilirim diye, bazıları yardımcı olmaya çalıştı ama sistemi tam olarak bilmediğim için kayıtlara ulaşamadım. Normalde polisler başka olaylarda kayıtları izliyorlarmış, savcının izni ile sanırım. Ben ulaşamadım o kayıtlara, apartman kaydında öyle bir bilgi vardı. Sonrasında o gün akşama doğru polis geldi, babamın ofisine. Ankara Kayıp Büro'dan geldiğini söyleyen bir polis geldi. Bana dedi ki: "Araç zaten geziyormuş." Bizi görünce şaşırdı babamın ofisinde babam var mı diye bakmaya geldiler. Polis dedi ki: "Araç zaten geziyormuş, 2 Ocak'ta Çiftlik'te görülmüş." Sonra 2 Ocak zaten sokağa çıkma yasağının olduğu bir gün, babam asla bizi habersiz bırakacak birisi değil, araç kullanabiliyor olsa bize bir şekilde telefonla da ulaşırdı. Sonrasında birkaç saat sonra başka bir polis geldi, bu sefer karakoldan gelen bir polis olduğunu söyledi. 29 Aralık'ta hiç kayıt olmadığını söyledi araçla ilgili :"29 Aralık'tan itibaren yok." Dedi. Dün gece de bir polis gelmiş akşam 23.00 gibi o da: "29 Aralık'ta çevre yolunda aracın kaydının olduğunu." Söylemiş. 3 farklı polisten 3 farklı bilgi öğrendik araç ile ilgili şimdiye kadar, hangisi doğru savcı olmadığı için takibi yapılamıyor.

Ömer Faruk Gergerlioğlu : Bir polis: "Çevre yolunda görüldü." diyor. Öbürü: "Çiftlik'de bir yerde." Öbürü?

Nursena Küçüközyiğit: "Hiç görülmedi." Dedi. İlk  2 Ocak'ta görüldüğünü söyleyen polis geldi, sonrasında "Hiç kayıt olmadığını." Söyleyen bir polis geldi, dün akşam da "Çevre yolunda bir kaydının olduğunu." Söyleyen bir polis oldu yine.

Ömer Faruk Gergerlioğlu : Bu farklı beyanlardan sonra şu anda bir savcı atanmış durumda mı? Nedir savcı var mı dosyanın savcısı?

En son saat 16.00'de avukatımıza sordum, henüz atanmamıştı, stajyer bakmaya gidiyordu, bugün de atanmadı. Savcı atanmaması beni çok endişelendiriyor çünkü kayıtlarda gün geçtikçe siliniyorlar.

Nursena Küçüközyiğit: En son saat 16.00'de avukatımıza sordum, henüz atanmamıştı, stajyer bakmaya gidiyordu, bugün de atanmadı. Savcı atanmaması beni çok endişelendiriyor çünkü kayıtlarda gün geçtikçe siliniyorlar. Oradaki çevredeki kamera kayıtları incelenmedi ve süre sınırlı.

Ömer Faruk Gergerlioğlu : 15 gün oldu değil mi? 15 gün oldu ve halen bir savcı atanmış durumda değil! Bunu neye bağlıyorlar? Avukatınız savcılık ile görüşüyordur, bu konuda beyanlar nedir? Ciddi bir olay var ortada 15 gündür yaşam hakkı ile ilgili bir sıkıntı var, babanız ile ilgili ve bir an evvel araştırılma yapılması gerekiyor, bu savcı atanmaması konusunda bir izahat var mı?

Savcı normalde aynı gün içerisinde atanıyormuş. Ya da ertesi güne kalabilir en fazla dedi. 2 gün içerisinde atanması gereken savcı 15 gündür atanmadı. Bununla ilgili avukatım pek bir yorum yapamıyoruz

Nursena Küçüközyiğit: Savcı normalde aynı gün içerisinde atanıyormuş. Ya da ertesi güne kalabilir en fazla dedi. 2 gün içerisinde atanması gereken savcı 15 gündür atanmadı. Bununla ilgili avukatım pek bir yorum yapamıyoruz, ne sebeple incelenmesi gereken kayıtlar incelenmiyor bilmiyoruz. Silinecek çünkü bu kayıtlar ve babamın kaybolduğu yer Ankara'nın çok fazla merkezi bir yer. Maltepe Camii'nin karşısı. Maltepe Camii'nin 15 tane kamerası vardır.

En son Yusuf Bilge Tunç kaçırılmıştı ve 526 günü buldu hala ortada yok ve bu kişiler bize bir kısmı başvurmuştu, gerek siyaset öncesi gerek siyaset döneminde bu tür kaçırılma vakalarını takip etmiştim.

Ömer Faruk Gergerlioğlu : Şimdi değerli izleyenler biz bu tür hikayelere yabancı değiliz, benim takip ettiğim 30. Kaçırılma vakası. Türkiye'de son 4.5 yıldır kaçırılan ve bir müddet ortalıkta görünmeyen insanlar oldu. Kimisi ortaya çıktı, kimisi hiç ortaya çıkmadı. Bizim kayıtlarımıza göre Sunay Elmas, Ayhan Oral ve Yusuf Bilge Tunç isimli kaçırılan, kaybolan kişiler hiçbir şekilde ortaya çıkmadı şu ana kadar. En son Yusuf Bilge Tunç kaçırılmıştı ve 526 günü buldu hala ortada yok ve bu kişiler bize bir kısmı başvurmuştu gerek siyaset öncesi gerek siyaset döneminde bu tür kaçırılma vakalarını takip etmiştim. Gerçekten çok ilginç olaylar yaşanıyordu!

Ankara 34. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandı çoğunlukla, o mahkeme MİT mahkemelerini yapan bir mahkeme özel kurulmuş bir mahkeme ve bu mahkemelerde bu kaçırıldığı iddia edilen kişilerden bir kısmı kaçırıldıkları dönemde, resmi yetkililer tarafından işkence gördüklerini söylüyorlardı ve bir kısmı da böyle bir şeyden bahsetmiyordu.

Birçok vaka da Nursena Hanım gibi kaçırılanın babası, annesi kamera kayıtlarının peşine düşüyordu. Onlar bazen buluyordu kamera kayıtlarını, polis bulmuyordu, araştırmadı, savcılığın isteme peşine düşmediği kamera kayıtlarını yakınları buluyordu ve onlar dosyalara zor bela giriyordu. Uzun süre ortalıkta görülmeyen kişiler bir anda bir müddet sonra Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde ortaya çıkıveriyordu ve onlardan bir kısmı mahkemelerde Ankara 34. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandı çoğunlukla, o mahkeme MİT mahkemelerini yapan bir mahkeme özel kurulmuş bir mahkeme ve bu mahkemelerde bu kaçırıldığı iddia edilen kişilerden bir kısmı kaçırıldıkları dönemde, resmi yetkililer tarafından işkence gördüklerini söylüyorlardı ve bir kısmı da böyle bir şeyden bahsetmiyordu. İlginç bir durum vardı. Eşinin yanında alıp kaçırılan kişilerden kimisi: "Bize bir şey olmadı, böyle bir kaçırılma olayı yok." Diyebiliyordu, mahallenin ortasından alınıp resmi görevlilerce götürülen kişiler: " Öyle bir şey olmadı." Diyordu ama kimisi de "Beni  6 ay, 9 ay bir yere götürdüler. İşkence yaptılar ve sonra Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne bırakıldım." Şeklinde ifadeler veriyorlar.

Hüseyin Galip Küçüközyiğit bir KHK'lı eski bürokrat bir kişi ve 15 gündür bir devlet ciddiyeti olmaması, hatta ortada bir devletin olmamasından dolayı da yakınları son derece tedirgin.

Şimdi Hüseyin Galip Küçüközyiğit olayı da böyle bir olay olmasın istiyoruz! Böyle bir olay şüphesi var maalesef, önceki kaçırılanların çoğu KHK'lıydı, Hüseyin Galip Küçüközyiğit bir KHK'lı eski bürokrat bir kişi ve 15 gündür bir devlet ciddiyeti olmaması, hatta ortada bir devletin olmamasından dolayı da yakınları son derece tedirgin. Biz onu dinledik, Kocaeli ve Ankara'da devletin araştırma yapmasını istemiştik ama gelinen noktada farklı polis ifadeleri var, çelişkili ifadeler var, aracın 3 tane farklı polis 3 farklı ifade veriyor araç ile ilgili. Kişi ile ilgili doğru dürüst araştırma yok, kamera araştırması yok. Kızı Nursena'nın şahsi gayretiyle uğraştığı kamera görüntülerinde de Hüseyin Galip Küçüközyiğit takip ediliyor, takip ediliyor bu son derece şüpheli bir durum, son derece ciddi bir durum. Peki savcı var mı? Savcı falan yok ortalıkta! 15 gün olmuş savcı atanmamış!

Hüseyin Galip Küçüközyiğit yok ortada, onu arayacak savcı yok ortada, kızı savcı arıyor, hepimiz savcı arıyoruz. Yetkililerden doğru beyanlar bekliyoruz, maalesef onlar da yok.

Hüseyin Galip Küçüközyiğit yok ortada, onu arayacak savcı yok ortada, kızı savcı arıyor, hepimiz savcı arıyoruz. Yetkililerden doğru beyanlar bekliyoruz, maalesef onlar da yok. Böyle bir muamma içinde tıp fakültesinde okuyan, dersleri, imtihanları olan bir genç kadın Nursena Küçüközyiğit her gün babasını arıyor, babasının peşinde, bu olacak bir iş değil! Son derece ciddi bir olayla karşı karşıyayız.

Biz milletvekiliyiz, iddialar var ortada, ciddi iddialar ve sonraki bu konuda İçişleri Bakanlığı'nın açıklama yapmasını bekliyoruz. İçişleri Bakanlığı'na başvurmayacağız biz bir milletvekili olarak kime başvuracağız? Savcılardan bir açıklama, bir girişim beklemeyeceğiz de neyi bekleyeceğiz?

Yaşam hakkı, güvenlik hakkı ihlali ile karşı karşıyayız ve bir an evvel yetkililerin bu konuda açıklama yapması lazım! Biz milletvekiliyiz, iddialar var ortada, ciddi iddialar ve sonraki bu konuda İçişleri Bakanlığı'nın açıklama yapmasını bekliyoruz. İçişleri Bakanlığı'na başvurmayacağız biz bir milletvekili olarak kime başvuracağız? Savcılardan bir açıklama, bir girişim beklemeyeceğiz de neyi bekleyeceğiz? Biz hukuk ve yasalar içinde davranma görevi ile görevlendirilmiş insanlarız, vatandaşlarız, milletvekiliyim ve bu çerçevede bir çalışma bekliyorum ama inanılmaz bir şekilde şu ana kadar bir hayal kırıklığı yaşıyoruz. Nursena hanım çizdiğimiz çerçeve bu, gördüğümüz bu bir yanlış, eksik var mı siz söyleyin? Bu gelinen noktada siz ne düşünüyorsunuz? Ne oluyor? Ne bitiyor? Sizi dinleyelim.

Gelinen noktada öncelikle tabi ki babamın kaçırıldığına dair bir şey düşünmek istemiyorum ama ulaşamadığımız kayıtlar var, ortada garip bir durum var, 15 gündür bulunamıyor babam

Nursena Küçüközyiğit: Gelinen noktada öncelikle tabi ki babamın kaçırıldığına dair bir şey düşünmek istemiyorum ama ulaşamadığımız kayıtlar var, ortada garip bir durum var, 15 gündür bulunamıyor babam ve aracının plakası belli, telefon numarası belli 15 gündür savcı dahi atanmadı dosyaya yani, Ankara'nın merkezinde bir insanın bu kadar uzun süre bulunamaması, araştırılmamasını normal bulmuyorum kesinlikle çünkü 500 bin tweet atıldı bununla ilgili, sosyal medyada adalet aramak garip bir durum ama buna dair hiçbir bilgi alamadık, siz ilgilendiniz, Sezgin bey ilgilendi ama başka bir dönüş alamadım maalesef. Şu anda sokak sokak her gün polisler zaten var, bekçiler var, otobüse bile biniyor olsa HES Kodu kullanılıyor bununla ilgili babam hala bulunamamış, 15 gündür bulunamaması, aracının dahi bulunamaması garip bir durum. Bir an önce gerekli araştırmaların yapılmasını bekliyorum.

Ömer Faruk Gergerlioğlu : Ne kendisi ne aracı kesinlikle bir iz yok, sizin bulduğunuz iz dışında. Binlerce MOBESE kamerasının olduğu bir bölgede oturuyor gördüğüm kadarıyla, oldukça işlek, önemli bir yerde oturuyor ama hiçbir araştırma yok, hiçbir bulgu yok. Biz dileriz ki böyle durumlarda anında, 5 dakikada devlet görevlileri kameralardan neyin ne olduğunu bulurlar. Medyatik olarak bunu dileriz, diyelim ki bir olay oldu, olağanüstü bir olay oldu, anında bakarsınız polis görüntüleri ortaya çıkarıvermiş, şimdi ama siz önemli engeller ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Bu sizce bilerek yapılan engellemeler mi?

Nursena Küçüközyiğit: Bilerek yapıldığını düşünmemeye çalıştım çok fazla ama 15 gün geçti, 15 günlük bir engelleme normalde aynı gün atanan savcının 15 gün boyunca atanmaması bilerek yapılıyor olabilir.

Ömer Faruk Gergerlioğlu : Avukatınız ne yapıyor şu an için? Avukatınızın başka girişimleri var mı?

Avukatımız dilekçeyi hazırladı, savcıya vermeye çalışıyor en azından. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuracağız, Birleşmiş Milletler'e de başvurmaya çalışıyoruz.

Nursena Küçüközyiğit: Avukatımız dilekçeyi hazırladı, savcıya vermeye çalışıyor en azından. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuracağız, Birleşmiş Milletler'e de başvurmaya çalışıyoruz. Bunlarla ilgileniyor zaten.

Ömer Faruk Gergerlioğlu : Özellikle uluslararası başvuruların yapılmasında fayda var çünkü biz uluslararası başvurulara geç cevap veren, ertelemeye çalışan bakanlığın cevaplarının zamanı geldiği zaman hani yine cevap vermediğine ama nedense bir an kaçırılan insanların ışınlanmış gibi bir yerlerde ortaya çıkıverdiğini gördük. Ulusal mekanizmaların çalışmadığını, aylarca çalışmadığını gördük diğer kaçırılan birçok vakada ama uluslararası mekanizmalar soru sorduğu zaman, aniden de kaçırılan insanların ortaya çıktığını gördük. Peki sosyal medyada da büyük bir gayret sarfettiniz, ne oldu? Ne bitti? Sosyal medyada da devletin sarfetmediği gayreti anlaşılan kamuoyu, millet sarfetti! Neler yaşandı sosyal medyada?

Nursena Küçüközyiğit: Paylaşımları yapmaya çalıştım sürekli çünkü en azından sosyal medya baskısı ile belki biraz daha hızlı adım atılabileceğini düşündüm ve babam yok bunun bir şekilde duyurulması gerekiyor, 15 gündür babamı arıyorum bunu birilerinin bilmesi gerekiyor kesinlikle. Çok fazla kişi destek oluyor çünkü zaten olayın boyutu da yok. Ortada bir insan yok, babamı arıyorum ve bunun aslında bir yere çekilebilecek bir tarafı da yok! Kayıp bir insan var ve herkesin bunu araştırması gerekiyor o yüzden çok fazla kişi destek oluyor ama cevap alamadığım için ne kadar işe yarıyor bilmiyorum maalesef.

Biz milletvekili olarak Meclis çalışmaları yaptık. Yine basın toplantılarımda konuyu gündem etmeye başladım ve aynı zamanda da ÖFG TV programımızda da sizin sesinizi kamuoyu tarafından duyurulmasına gayret ediyoruz

Ömer Faruk Gergerlioğlu: Mutlak surette işe yarar çünkü bu devirde bir şekilde sesinizi duyurma yolları var, biz de bu programı zaten sesinizi duyuralım diye istediğimiz için yapıyoruz. Biz milletvekili olarak Meclis çalışmaları yaptık. Yine basın toplantılarımda konuyu gündem etmeye başladım ve aynı zamanda da ÖFG TV programımızda da sizin sesinizi kamuoyu tarafından duyurulmasına gayret ediyoruz, o yüzden bu programı yapıyoruz. Peki siz önceki kaçırma vakalarını da duymuşsunuzdur, takip etmişsinizdir. Böyle bir şey bekliyor musunuz? Böyle bir ihtimal var mı sizce? Uzun müddet bulunamama ve böyle ilgisi bir minvalde gitme ihtimali konusunda ne diyorsunuz?

Babam nerede diye soruyorum ama nerede olduğunu düşünmemeye çalışıyorum çünkü onu aramam gerekiyor, bu süreçte onu arayabilirim sadece, onun şu anda ne yaşadığının nerede olduğundan daha çok ortaya çıkarılması konusunda uğraşıyorum.

Nursena Küçüközyiğit: Önceki kaçırılma olaylarını okumaya çalıştım ama çok fazla okuyamadım da çünkü okumak istemedim, uzun süren bir süreç olduğu söyleniyor, daha fazla sürekli babam nerede diye ben şu anda da düşünmüyorum gerçekten. Babam nerede diye soruyorum ama nerede olduğunu düşünmemeye çalışıyorum çünkü onu aramam gerekiyor, bu süreçte onu arayabilirim sadece, onun şu anda ne yaşadığının nerede olduğundan daha çok ortaya çıkarılması konusunda uğraşıyorum. Başka bir ihtimal ben düşünmüyorum, babamın bana ulaşamama ihtimali yok, başına bir şey gelmediği sürece çünkü 15 gün geçmiş üzerinden özellikle, babam normalde bizi her gün 2-3 defa arar, endişeneceğimizi bilir bu yüzden maalesef aklıma başka bir ihtimali bu kadar 15 günde savcının atanmaması başka bir ihtimal olabileceğini düşündürmüyor. Bu ihtimal dışında bu ihtimali düşünmeyi çok isterim ama maalesef.

Ömer Faruk Gergerlioğlu : 15 gündür siz dersleriniz ile ilgileniyordunuz sanırım, imtihanlarınız da etkileniyordur, psikolojiniz de etkileniyordur. Hem dersleriniz hem psikolojiniz ne durumda biraz da onları anlatın.

Derslerim, sınavlarım çok iyi geçti diyemem çünkü sınavlara zaten zor girdim, öğlenden önce savcılığa, karakola, kayıp büroya, tekrar savcılığa gittim. Öğleden sonra eve yetişip sınava girdim.

Nursena Küçüközyiğit: Derslerim, sınavlarım çok iyi geçti diyemem çünkü sınavlara zaten zor girdim, öğlenden önce savcılığa, karakola, kayıp büroya, tekrar savcılığa gittim. Öğleden sonra eve yetişip sınava girdim. Yine ertesi gün de öyle oldu çok zor ucu ucuna girebildim sınavlarıma, öncesinde neyse ki birkaç gün öncesine kadar çalıştığım için ilk sınavlarım o kadar düşük gelmez diye ümit ediyorum ama büte kalacağım ikinci sınavlarda muhtemelen büte kalabilirim. Kendimi toparlamaya çalışıyorum ama her geçen gün üzüntülü olmama sebep oluyor çünkü delillerde yok oluyor. Bu kadar uzun süre araştırılmaması daha kötü şeyler düşünmeme sebep oluyor.

Ömer Faruk Gergerlioğlu : Birileri böyle bir delilleri mi karartıyor diye düşünüyorsunuz?

Olayları okumamaya çalışıyorum, o işkence sürecinde insanların yaşadıklarını çünkü düşünürken baş edebileceğimi düşünmüyorum uzun bir süre.

Nursena Küçüközyiğit: Zaten geçen süre ile birlikte kayıtlar otomatik siliniyor. Bekleniyor gibi sanki. Maalesef ulaşılamaması gerçekten bir işlem yapılsa muhtemelen daha hızlı bir şekilde bulunmuş olurdu babam. Olayları okumamaya çalışıyorum, o işkence sürecinde insanların yaşadıklarını çünkü düşünürken baş edebileceğimi düşünmüyorum uzun bir süre.

Eski beyaz Toroslar, yeni siyah Transporterlar hikayesinin bir başka versiyonu, bir başka kişisi ise bu son derece üzücü ve kabul edilemez bir durum. Ben en ağır insan hakları ihlalleri olarak görüyorum.

Ömer Faruk Gergerlioğlu : Umarım bu mesele çok uzamaz ama eğer ki önceki iddialar da olduğu gibi resmi görevliler eliyle, eski beyaz Toroslar, yeni siyah Transporterlar hikayesinin bir başka versiyonu, bir başka kişisi ise bu son derece üzücü ve kabul edilemez bir durum. Ben en ağır insan hakları ihlalleri olarak görüyorum. 2018-2019-2020'lerde insanların resmi görevliler tarafından kayıt dışı bir şekilde bir yerlere götürülmesini, uzun süre kaybedilmesini son derece ağır insan hakları ihlalleri olarak gördüm, umarım ki bu vaka da öyle bir şey değildir. Eğer ki öyleyse son derece ağır bir insan hakları ihlali ile beraber bir 2021'e girdik demektir çünkü 2020 yılında Yusuf Bilge Tunç bulunamamıştı.

Biz yakından takip edeceğiz bir milletvekili olarak size söz veriyorum. Bu konuyu en yakından takip edip, bir an önce açıklığa kavuşturulmasına gayret edeceğiz.

2019, 6 Ağustos'ta kaçırılan Yusuf Bilge Tunç bulunamamıştı, çok benzer yönleri var babanızla beraber, onda da birçok ağır bir süreç ve ağır kanlı bir süreç sonrasında herhangi bir savcı uzun bir süre atanmamıştı ve savcı atandıktan sonra da işlemler çok yavaş gitmişti. Aynı hikayenin olmamasını diliyoruz ama biz yakından takip edeceğiz bir milletvekili olarak size söz veriyorum. Bu konuyu en yakından takip edip, bir an önce açıklığa kavuşturulmasına gayret edeceğiz. Son olarak izleyenlerimize neler söylemek istersiniz son cümlelerinizi alalım Nursena Hanım.

Sosyal medyada destek olan herkese de çok teşekkür ediyorum. Gerçekten en azından sesimizi birilerinin duyduğunu biliyorum

Nursena Küçüközyiğit: Size çok teşekkür ederim, yardımcı olduğunuz için. Sosyal medyada destek olan herkese de çok teşekkür ediyorum. Gerçekten en azından sesimizi birilerinin duyduğunu biliyorum, ne kadar bunlar yetkili makamlar olmasa da birileri olayların farkında. 29 Aralık sabahı benim hayatım gayret normaldi, sınavlarıma odaklanmıştım, ders çalışıyordum, babam gelecekti yılbaşını birlikte geçirecektik beraber olacaktık. Herkes kendine dikkat etsin, umarım kimse böyle bir şey yaşamaz! Destek olan herkese teşekkür ediyorum aslında.

Nursena Hanım tek başına bir mücadele veriyor, değerli kamuoyu onu yalnız bırakmayalım ve ona bu mücadelesinde elimizden gelen tüm desteği verelim.

Ömer Faruk Gergerlioğlu: Kamuoyuda umarım yanınızda olacaktır, önemli bir destek aldınız, sanırım bulunması konusunda da sosyal medya oldukça önemli, Nursena Hanım tek başına bir mücadele veriyor, değerli kamuoyu onu yalnız bırakmayalım ve ona bu mücadelesinde elimizden gelen tüm desteği verelim. Canı gibi sevdiği babası yanında değil ve maalesef 15 gündür oldukça önemli sıkıntılar yaşıyorlar aile olarak. Peki Nursena hanım çok teşekkür ederiz. Konuyu takip edeceğiz, size de Allah yardım etsin bir an evvel savcının atandığı haberini almak istiyoruz. İyi günler.

Elimizden gelenleri yapmaya çalışıyoruz, bir milletvekili olarak soru önergemi verdim ve Nursena Hanımın da sesini ÖFG TV'de duyurmaya çalıştım. Sizler, bizler hepimiz bu tek başına mücadele eden tıp fakültesi öğrencisi genç hanımın yardımcısı olalım

Değerli izlenler bu hafta 15 gün önce 29 Aralık'ta muhtemelen kaçırılmış bir eski kamu görevlisi bürokrat KHK'lı eski Başbakanlık görevlisi Hüseyin Galip Küçüközyiğit'in kızı Nursena Küçüközyiğit ile konuştuk, bize önemli bilgiler verdi biz de onun sesini kamuoyuna duyurmaya çalıştık. Elimizden gelenleri yapmaya çalışıyoruz, bir milletvekili olarak soru önergemi verdim ve Nursena hanımın da sesini ÖFG TV'de duyurmaya çalıştım. Sizler, bizler hepimiz bu tek başına mücadele eden tıp fakültesi öğrencisi genç hanımın yardımcısı olalım, kamuoyuna çağrım budur. Haftaya Salı günü saat 21.00'de buluşana kadar hepinize iyi günler diliyorum hoşçakalın.

 

Tarih: 13-01-2021

FACEBOOK YORUM
Yorum